Küresel ikaz / Global warning – Solo show at the Kale Design and Art Center
Solo show at the Kale Design and Art Center, Istanbul, March-April 2022 (Exhibition / installation photography: Murat Germen).
Read the concept textKüresel İkaz – Murat Germen kişisel sergisi / Mart – Nisan 2022, Kale Tasarım ve Sanat Merkezi
Kavram metni / Concept text
“Küresel ikaz” başlığı şu şekilde çıktı: İnsan ırkı olarak umursamadığımızdan önlem almaya niyetli görünmediğimiz küresel ısınma olgusunun İngilizcesi “global warming”; bu kavram üzerine yaptığım uluslararası bir konferans sunumunda tek harflik bir kelime oyunu yaparak “global warning” yani küresel ikaz kelimesini türetmiştim. İklim değişimi konusunda içinde bulunduğumuz akıllara zarar aymazlığı konu edinen prodüksiyonlar sıklıkla görmeye başladık son zamanlarda. Bunların içinde en günceli olan Netflix’de seyrettiğimiz “Don’t Look Up” takdire şayan bir hiciv olarak gündeme düştü. Doğanın değil, aslen kendi türümüzün sonunu getirecek bu gaflet, ihmalkarlık, lakaytlık, kayıtsızlığa dikkat çekebilmek için diğer bir TV dizisinden örnekle devam edeceğim.
“Game of Thrones” (taht dalavereleri) adlı diziye geç başladım ama tüm sezonları kesintisiz seyretme ihtiyacı duydum. Nedeni, eskilerde geçiyor olmasına karşın, şimdiyle çok iyi bağlantılar kuruyor olmasıydı. En etkilendiğim gönderme Ak Gezenler’in varlığı oldu. Diğer kabileler savaşırken arda kalan ölü bedenleri, basit bir kol hareketiyle canlandırarak kendi saflarına zombi olarak katan Ak Gezenler’i görünce derin bir hayal kırıklığı yaşadım. Kendi aramızda durmaksızın didişirken asıl kavga vermemiz gereken konuyu atladığımızın ve kendi türümüzü ahmakça zayıflattığımızın iması yapılıyor diye düşündüm. Ak Gezenler’in buz bedenler olarak tasvir edilmesi, gündemin ilk maddesi olması gereken “küresel ısınmaya gönderme yapıyor mu acaba?” diye internette araştırdığımda benim gibi düşünen başkaları olduğunu gördüm.
Uzunca süredir kuzey coğrafyalarına küresel ısınmanın etkilerini bizzat deneyimlemek üzere gidiyorum. Svalbard Adası-Norveç, Grönland-Danimarka, Tromsö-Norveç, Laponya-Finlandiya ve İzlanda’yı bunlar arasında sayabilirim. Buralarda deneyimlediklerim, yerellerden duyduklarım, fotoğrafladıklarım sonrasında yaşamımda zaten merkeze oturan “yettiği kadar” kavramını iyice benimsedim. Mimari, giyim, beslenme, nüfus, günlük yaşam, vb. boyutlarda her şeyin gereken asgari miktarda üretildiğini ve tüketildiğini görmek “demek ki mümkün!” dedirtti. Dünyanın en gelişmiş bazı ülkeleri tarafından yönetilen bu coğrafyalarda iklimin üstünlüğünden dolayı tevazu, yetinme, sadelik, tasarruf, işbirliğinin benimsenmesi ve israf, ifrat, gösteriş, fuzulî büyüme, hırs, egodan uzak durulması örnek alınması gereken tavırlar.
2019 yazında Avrupa’da bir çok şehirde sıcaklık tarihlerinde ilk defa 40 derecenin üstüne çıktı. Avrupa’yı kavuran sıcak dalgası Ağustos’ta Türkiye’ye doğru gelirken birden yön değiştirdi ve Grönland’ı etkisi altına alarak bir günde 11 milyar ton buzun erimesine, su olarak okyanusa karışmasına yol açtı. Bir ay sonra kanallar şehri Venedik’te “acqua alta” olarak anılan geleneksel su taşmasının son elli senedeki en yükseği gerçekleşti; San Marco Bazilikası’nda daha önce görülmemiş hasarlar oluştu, iki kişi öldü, ilk defa Venedik Bienali’nin kapanmasına karar verildi.
Tüm bu verileri mavi kürenin bize yaptığı ve acil eylem gerektiren vahim küresel ikazlar olarak algılamamız gerekiyor. Lakin, muhtemelen beşeri israf yüzünden başımıza bela olan küresel salgından bile ders almadığımız ortada. Şubat 2022 sonunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ardından egemen devletlerin aldıkları ayrımcı saflar büyük bir gaflet içinde olmaya devam ettiğimizin en güncel göstergesi. Bu şekilde devam edersek; küresel ısınma hızını artıracak, büyük bir yıkım başlayacak ve ardından belki de bazı iklimbilimcilerin uyardığı üzere buzul çağı başlayacak. “Snowpiercer” adlı film ve dizide olduğu gibi, dünyayı buzlar arasından durmaksızın ilerleyerek turlayan bir trende yaşamak istiyor muyuz? Hadi mecbur kaldık diyelim; gene de dar alanda birbirimizi ötekileştirecek, eziyet edecek, sömürecek, öldürecek miyiz?
Basın Bülteni / Press bulletin
KTSM’den Küresel İklim Değişikliğine Dikkat Çeken Sergi…
“İyi Bak Dünyana” diyerek, sürdürülebilirliği yaşamın merkezine koyan Kale Tasarım ve Sanat Merkezi, entelektüel derinliğe ve birikime sahip fikirleri buluşturmaya devam ediyor.
Disiplinler arası paylaşımlara imkân veren üretim ve buluşma platformu olma yolunda hızla ilerleyen Karaköy merkezli KTSM, küresel iklim değişikliğine dikkat çekmek için yepyeni bir sergiye imza atıyor.
Kale Grubu’nun başlattığı ‘İyi Bak Dünyana’ hareketi kapsamında daha sürdürülebilir bir dünya için sosyal fayda yaratan fikirlerin savunuculuğunu üstlenen KTSM, küresel sorunların başında gelen iklim krizi konusunda farkındalık oluşturmak ve harekete çağırmak amacıyla yeni bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Sanatçı Murat Germen’in iklim değişikliği, küresel ısınma, su hakları gibi konulara dair birbirine eklemli sergilerinin en son safhası olan ‘Küresel İkaz’ fotoğraf sergisi 29 Mart- 30 Nisan tarihleri arasında KTSM’de ziyaret edilebilecek.
Çalışmalarında; aşırı kentleşmenin etkileri, insanın doğada yarattığı tahribat, küresel ısınma, iklim değişikliği ve su hakları konularına öncelik veren Murat Germen, buzlarla kaplı kuzey coğrafyalarında belgesel fotoğraf çalışmalarına imza atarak küresel ısınma sorununun ciddiyetini gözler önüne sermeyi amaçlıyor.
Norveç, Svalbard Adası ve Grönland’da çekilen toplam 17 fotoğrafın yer aldığı ve ilk defa sergilenecek olan ‘Küresel İkaz’ (Global Warning) belgeleme, arşivleme ve delil toplama üzerinden bellek oluşturuyor.
Küresel ısınmanın etkilerini deneyimlemek üzere kuzey coğrafyalarına 2010’ların başından beri seyahat ettiğini belirten Murat Germen; ‘’Svalbard Adası-Norveç, Grönland-Danimarka, Tromsö-Norveç, Laponya-Finlandiya ve İzlanda’da uzun süredir küresel ısınmanın etkilerini gözlemliyorum. Buralarda deneyimlediklerim, yerellerden duyduklarım, fotoğrafladıklarım sonrasında yaşamımda zaten merkeze oturan “yettiği kadar” kavramını iyice benimsedim. Mimari, giyim, beslenme, nüfus, günlük yaşam, vb. boyutlarda her şeyin gereken asgari miktarda üretildiğini ve tüketildiğini görmek “demek ki mümkün!” dedirtti. Dünyanın en gelişmiş bazı ülkeleri tarafından yönetilen bu coğrafyalarda iklimin üstünlüğünden dolayı tevazu, yetinme, sadelik, tasarruf, iş birliğinin benimsenmesi ve israf, ifrat, gösteriş, fuzulî büyüme, hırs, egodan uzak durulması örnek alınması gereken tavırlar.” dedi.
Kalebodur desteğiyle, 29 Mart- 30 Nisan tarihleri arasında ziyaretçileriyle buluşacak olan sergi, insan türünün sonunu getirecek gibi görünen beşeri gaflet, ihmalkarlık, lakaytlık ve kayıtsızlığa dikkat çekiyor. Diğer taraftan, küresel iklimle başa çıkmanın yolunun tevazu, sadelik ve tasarruftan geçtiğini vurguluyor.
Kale Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Zeynep Özler, KTSM tarafından dünyasına iyi bakan sanatçıların “derdi olan” sergilere ev sahipliği yaptıklarını vurgulayarak; ‘’Her zaman öze değen, özgün ve özgür projelere öncelik veriyoruz. Dünyanın sanatla daha iyi bir yer olacağına inanıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın önceliklerinden olan sorumlu üretim ve tüketim amacıyla çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz. Bu amaç doğrultusunda çalışan sanatçılara alan açmaya devam ediyoruz. Murat Germen de bu sanatçılardan biri. Kendisine sergi fikrini götürdüğümüzde hepimiz çok heyecanlandık. Bu fotoğraflar, üç yıldır KTSM’de sergilenmeyi bekliyordu. Doğru zamanda bu sergiyi hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Sanat, yüzleşme için bir araç ve biz de ziyaretçilerimizi iklim krizi ile yüzleşirken aynı zamanda atalete kapılmadan bugünden harekete geçmeye davet ediyoruz.’’ dedi.
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi hakkında
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin her katı, farklı bir üretim ve öğrenme alanını içerecek şekilde tasarlandı. Tasarım ve sanat çalıştaylarının yanı sıra konuşma ve sunumların da düzenlendiği merkezin bodrum katında, bir seramik fırınının da bulunduğu seramik üretim alanı; giriş katında atölyelerin çıktılarının da paylaşılacağı bir sergi alanı; birinci katta konuşma ve sunumlar ile grup çalışmalarına imkan verecek bir ortak alan; ikinci katta tasarım ve sanat ağırlıklı 1.500 kitaptan oluşan bir kütüphane ve son olarak üçüncü katta, herkesin kullanımına açık bir üç boyutlu yazıcı ile farklı maket ve üretim malzemelerinin bulunduğu bir atölye yer alıyor.
Sadece sanat ve tasarımda değil, yaşamın her alanında sürdürülebilirliğe inanan Kale Grubu, KTSM içerisinde özel bir mekâna da yer ayırdı: Roots Studio Cafe. Yerli üreticiyi destekleyen, ‘sıfır atık’ felsefesiyle yola çıkılan kafede, yemek tasarımı konusunda zihin açıcı uzun masa sohbetler yapılması planlanıyor.
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi
Adres: Azapkapı Mahallesi, Hediye Sok. No:6, 34421 Beyoğlu/İstanbul
Web Sitesi: kaletasarimsanatmerkezi.org
Instagram & Twitter: ktsm_org
Sergi, Pazartesi ve resmi tatil günleri dışında her gün 10.00 – 18.00 arası açıktır.