Metrukiyetin sathi meşruiyeti / Skin-deep legitimacy of abandonment – Photo installation @ Sakip Sabanci Museum
Photo installation by Murat Germen at Sakip Sabanci Museum in the group exhibition titled "Past Present Istanbul" curated by Murat Germen, 3 Sept-28 Nov 2021 (Exhibition / installation photography: Murat Germen).
Read the concept text“Metrûkiyetin sathî meşrûiyeti” – Fotoğraf yerleştirmesi
Murat Germen, 2021 (25 adet forekse sıvanmış renkli kromojenik mat baskı, 50 adet beyaz çerçeveli kromojenik metalik parlak baskı)
Dün Bugün İstanbul, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve sanatçı Murat Germen’in çağrısıyla, yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’ından geçmiş 22 sanatçının birlikte gerçekleştirdiği bir sergidir. Çağrıda Sabancı Üniversitesi’nden, kimi uzun zaman önce, kimisi ise henüz mezun olarak sanat dünyasında etkin isimler arasına girmiş, İstanbul üzerine düşünen sanatçılardan kente dair bir durum tespiti yapılması istenmiştir.
Mekâna özel hazırlanan işler çevre, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, toplumsal yaşam, tarihi mekânlar, su kaynakları, ulaşım ve ütopya / distopya kavramlarının da aralarında bulunduğu temalar ışığında kent dinamiklerine dair yorumlar içerir. Sergi seçkisini yağlıboya resim, çizim, enstalasyon, fotoğraf, video, serigrafik baskının geniş bir mecra yelpazesi oluşturur.
Koronavirüs (COVID-19) salgını kaynaklı aksaklıklara, tam ve kısmi kapanmaların yarattığı imkânsızlıklara rağmen, kentin çok çeşitli merkezlerini konu eden işlerin üretim sürecine, İstanbul’un pek çok kurum ve yaşayanı da katkıda bulunmuştur. Dün Bugün İstanbul sergisi, Sabancı Holding’in desteğiyle gerçekleştirilmiştir.
—–
Kavram metni
Metrûkiyetin sathî meşrûiyeti
Metrûkiyet Arapça metrûk olma durumu, terk edilmiş, bırakılmış olma hallerini tanımlayan bir kelime. Terk etme insanlık tarihinin en önemli kavramlarından, eylemlerinden birisi. Tarihyazımın değişmesine yol açan bazı yol ayrımları, terk edişlerin yol açtığı ikilemlerde tercih edilen seçimlerle şekillenmiş. Terk etme kavramının çeşitli sözlük karşılıklarına bakarsak; bırakmak, vazgeçmek, çekilmek, kopmak, feragat etmek, boşlamak, yüzüstü bırakmak, kaçmak gibi farklı mefhumlar ile karşılaşıyoruz. Bunlar gerçekleştirilen eylemin; bilinçli ya da bilinçsiz, özellikle amaçlayarak ya da mecburen, ataletten veya özensizlikten yapılıp yapılmadıklarına gönderme yapıyorlar. Boşlamak, yüzüstü bırakmak, kaçmak, kopmak, kaderine terk etmek gibi davranışlar bilinçli veya değer bilmemezlikten ifa edilen terk edişler olabilecekken; çekilmek, feragat etmek gibileri zorunlu bırakışları tanımlıyor olabilirler.
Zorunlu feragatlerin farklı sebepleri olabiliyor. Miadı dolmak, eskimek, kullanılamaz hale gelmekten dolayı özne ve nesne arasındaki bağ yitebiliyor. Sözü edilen bir taşınmaz ise, ortaklar arasındaki ihtilafın yarattığı çözülmesi zor ve çok uzun süren hukuki süreçler atıl kalmaya mahkum bir mülk oluşturabiliyor. Ülkedeki siyasi çekişmelerden kaynaklanan itiş kakışlar, iflas ya da kriz gibi ekonomik şartlar, küresel salgın veya deprem gibi afetler de bireyleri mecburi bir kaçışa, terk edişe yönlendirebiliyor.
Bilinçli ya da bilinçsiz, boşlamanın ve geride bırakmanın ülke kültürüne en çok zarar verdiği vakalar; miras, birikim, tereke, arşiv, belge, emanet kavramlarının tümünü kapsayan bellek kaybı baş gösterdiğinde ortaya çıkıyor. Bellek ve kökler konusunda bir mutabakata varılamadığında ise kimlik konusunda anlaşmazlıklar, zıtlaşmalar, fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor. Bu durum ise, ülkenin ilerlemesi için kullanılabilecek zamanın kısır uyuşmazlıklarla tüketilmesine, boşa kürek çekilmesine, güçlü küresel akıntılar karşısında çaresiz ve güçsüz kalınmasına yol açıyor. Öte yandan, rant amaçlı bir dönüşüm söz konusu olduğunda; kültürün belkemiğini oluşturan bazı müşterek bileşenlerden salt bireysel kazanç uğruna vazgeçmek, kısa vadeli kâr peşinde olup uzun vadede korunması gereken emanetlere ihanette bulunmak, bir kültürün kendisine verebileceği en büyük zarar olarak karşımıza çıkıyor.
Terk etmek kolay, uzun vadeli güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sürdürmek ise zor…
———————————
“Skin-deep Legitimacy of Abandonment” – Photo installation
Murat Germen, 2021 (25 colored chromogenic matte prints of forex, 50 chromogenic glossy metallic black and white prints with white frames)
Past Present Istanbul is an exhibition realized in response to the call of Murat Germen, artist and academic at the Sabancı University, with the collective effort of 22 artists whose paths crossed within the Visual Arts and Visual Communication Design Program at the Sabancı University, either recently or long ago. The graduate artists, who became prominent figures in the art world and who have reflected on Istanbul, were invited to identify the current situation of the city.
Site-specific works exhibited in the show involve interpretations of the city dynamics in light of themes such as animal population, urban gentrification, social life, historical sites, water resources, transportation, and utopia/dystopia. Exhibited works are produced using a variety of mediums such as oil, drawing, installation, photography, video, and serigraphy.
In spite of setbacks due to the COVID-19 pandemic and restrictions caused by total and partial lockdowns, many institutions and dwellers of Istanbul contributed to the production processes of works that deal with many places in the city, resulting in a collective exhibition. The exhibition is realized with the support of Sabancı Holding.
—–
Concept text
Skin-deep Legitimacy of Abandonment
“Metrûkiyet” in Arabic refers to the state of being desolated, abandoned, left behind. To abandon is one of the most important concepts, acts in human history. Some bifurcations that transformed the historiography had been shaped with choices emerging from abandonments. Let us look at synonyms of the term to abandon: to desert, renounce, withdraw, rupture, surrender, neglect, forsake, escape… all of which refer to whether that act is performed consciously or unconsciously, intentionally or compulsorily, out of stagnancy or carelessness. While neglect, forsake, escape, rupture, and leave to oblivion can be abandonments performed consciously or unthankfully, withdraw and surrender may refer to compulsory abandonments.
Compulsory surrenders may have various reasons. Something can be done for, worn off, become unusable, then the link between the subject and object is gone. If this is immovable, it may become real estate, bound to remain inactive because of endless legal processes, impossible to resolve because of disputes between the inheritors. Political turmoil in a country, economic reasons such as bankruptcy or crisis, disasters such as pandemics or earthquakes may also force an individual to escape, to abandon.
Whether consciously or unconsciously, cases in which neglect and leaving behind give most harm to the culture of the country emerge when loss of memory happens, a notion covering concepts of heritage, accumulation, succession, archive, document, trust. And when there is no consensus of memory and roots, disputes, conflicts, and discrepancies of identity arise, which in turn leads to fruitless disagreements, exhausting invaluable time otherwise used for the development of the country, spinning its wheels, leaving people desperate and fragile against strong global currents. On the other hand, in cases of rent-based transformation, surrendering common elements that constitute the backbone of culture for the sake of sheer individual profits, betraying heritage that needs long-term protection, and the pursuit of short-term profit, are the biggest modes of self-harm that a culture can possibly commit.
Abandoning is easy, establishing and sustaining long-term trust-based relations, difficult…
Sanal tur / Virtual tour: https://mekandagez.com/dunbugunistanbul/